İLÇEMİZ BAYRAMİÇ’E DAİR BİR ÖYKÜ - KOCAKULE





KOCAKULE


Hafize Hanım, alevler içinde yanan Kocakule’nin demir parmaklarının arasından yaklaşan ölümünü beklercesine biriken halka bakar kalır…

Bundan yıllar önce Bayramiç’te Kocakule denilen bir bina inşa edilmiş. Bu yapı tahminen iki veya üç katlı bir binadır. Rivayetlere göre de yedi katlıdır. Zamanın koşulları tabii ki yedi katlı olması olanaklı değil. Bugünkü Bider Pasajının arkasında bulunan Yanıkkule sokağının bulunduğu yerlerde bulunan binanın üst katlarında oturulur, alt katlarında ise samanlık ve ahırlar bulunurmuş. Varlıklı bir ailenin barınağı olan bu malikânede güzel mi güzel, zarif mi zarif bir hanım(Hafize) yaşarmış.

Türküde geçen sözlere göre Hafize Hanım evin gelinidir. Kocakulenin kapısı demir, pencereleri demir parmaklıdır. Yaklaşık bundan 170 yıl önce Kocakule’nin hizmetkârı, bir sabah alacakaranlıkta uyanır. Gün doğarken çifte götüreceği öküzlerine yem-saman vermek üzere elindeki çıranın aydınlattığı karanlık ahıra girer. Öküzlerini yemleyip, samanladıktan sonra kapıya geldiğinde elindeki çırayı söndürür. Elindeki sönmüş çırayı bir kenara atıp çıkar. Ancak çırada kalan bir kıvılcımla ahırda bulunan samanlar tutuşur. Birkaç dakika sonra alevler büyür.

Kocakule alt katlardan itibaren yanmaya başlar. Zaten ahşap binayı bir anda alevler sarmıştır. Bu sırada evde bulunan Hafize Hanım sabahın derin uykusundadır. Yangını görenlerin telaşı ve bağırışları arasında uyanır, Hafize Hanım.

Yangın evin dört bir yanını sardığından Kocakule’yi aşağıya inip terk etmek mümkün değildir. Bir anda uyumakta olan çocuğu gelir Hafize Hanımın aklına. Çocuğunu kaptığı gibi demir parmaklıklı pencereye koşar. Dışarıda toplanan halk pencerenin altına kilim açmıştır. Hafize Hanım çocuğunu demir parmaksızlar arasından açılan kilime bırakır. Çocuk bu felaketten kurtulur. Ancak Hafize Hanım demir parmaklıklar arasında ölümü beklercesine bakar kalır kendisine kilim açanlara…. Arkasından yana yana bakayım

Bakayım da zari zari ağlayım Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m” Hafize Hanımın yavrusu kurtulmuştur. Ama kendisi Kocakulede kalmıştır. Ela gözlü şirin sözlü Hafize’yi korkunç alevler yakacaktı. Hafize’nin korkunç feryatları, dışarıdakilerin çaresizliği sonucunda Hafize Hanım yanıp kül olacaktır. Hafize Hanımın Kocakule ile beraber yanmasının ardından olay şu dörtlükle belirtilmiştir.
“Hafize’min evlerinin önü emir Hafize’m de demirleri kemirir Yeni cana sebep oldu bir demir Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m (Dörtlükte Emir, Kocakulenin karşısında bulunan Emir Dede türbesinin adıdır.) Hafize hanımın ölümünün ardından 170 küsur yıl geçmiş. Bu elim olay sonrası “Kocakule” türküsü yakılmıştır.

İşte şarkının tam metni:

*KOCAKULE

*Kocakule ateş almış kooo.yansın Hafize’m de uykulardan uyansın Uyansın da gül yastığa dayansın Ela gözlü şirin sözlüm Hafize’m.

*Çeyizi sandıkta kaldı Gergefi duvarda asılı kaldı Hafize hanım tatlı uykuda kaldı Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m.

*Kocakule serin olur yatmaya Sürüyle kızlar gelir bakmaya Hafize hanım kıyılmazdı Bakmaya Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m.

*Hafize’min evlerinin önü emir Hafize’m de demirleri kemirir Yeni cana sebep oldu bir demir
Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m.

*Açın kilimi yavrumu atayım Arkasından yana yana bakayım Atayım da zari zari ağlayım Ela gözlü şirin sözlü Hafize’m.


Şarkının dördüncü dörtlüğünde yer alan “yeni can” deyişini bazı kaynaklar “yedi can” olarak nakletmişlerdir. Şarkıda söz edilen “yeni can” deyişiyle Hafize hanımın gençliği anlatılmak istenmektedir. Şarkının metni halk şiirimizin en yaygın türü olan koşma biçiminde oluşturulmuştur. Onbirli hece ölçüsüyle düzenlenmiş olan dizelerde yalnız “Hafize Hanım” deyişinin bulunduğu yerlerde ölçü ve duraklar bozulmaktadır. Yaşanan bu acı anısı bugün bir sokak adı olarak Bayramiç’te yaşatılmaktadır. O sokak bugünkü “Yanıkkule” olarak adlandırılan sokaktır.

Kocakule türküsünün dörtlüklerinin saptanmasında oldukça güçlükler yaşadık. Elde yazılı bir metini bulunmayışı, bilenlerin ise birçok dizeyi unutmuş olması nedeniyle sonuca kolay ulaşamadık. Araştırmamız esnasında bize bilgileri ışık tutan Ahmet Baydar, Mustafa Söyler, Hüseyin Uygun, Yahya Tezcan, Yaşar Hadımoğlu, Faruk Hadımoğlu, Berber Ahmet ve Kahveci Faik’e sonsuz Teşekkürlerimizi sunarız. Bayramiç Lisesi Bayramiç Yöresi Halk Bilim Araştırma Kolu. Kol öğretmenleri Mehmet Kırlıoğlu, İbrahim Saydam, Doğan Şükrü Sevinç Ve Kol öğrencileri.

Kaynak : İbrahim Saydam


Türküyü dinlemek için : https://www.youtube.com/watch?v=X_-qm-gZ95w
Google'da paylas

who over

    Blogger Comment
    Facebook Comment

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Koca Kule Bayramiç'in en özel hikaayelerinden biri. Zeybek oyunu da var.

Adsız dedi ki...

Koca kule Bayramiç'e has bir öykü zeybek oyunuda var koca kulenin.

over dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Bayramiç , bayramiç , bayramic , BAYRAMİÇ , BAYRAMİC , Bayramic Çanakkale
canakkale